Yaşamdan koptuk, hepimiz az veya çok, aksıyoruz. Hem öylesine kopmuşuz ki, zaman zaman gerçek ''canlı yaşam''dan tiksiniyoruz, bu yüzden de, bize onu hatırlattıklarında buna dayanamıyoruz. Bunu o kadar ileri götürmüşz ki, gerçek ''canlı yaşam''ı neredeyse bir iş, neredeyse görev sayıyoruz ve hepimiz yaşamın kitaplarda daha güzel olduğuna hemfikiriz. Ayrıca, kimi zaman neden çabalayıp duruyoruz, neyi yüceltiyoruz, neyi arzuluyoruz? Neyi olduğunu kendimiz de bilmiyoruz... Soylu arzularımızın, yerine getirilirlerse bunun bizi daha kötü duruma düşüreceğini biliyoruz. Evet, deneyiniz, söz gelimi daha çok özgürlük verin bize, içimizden bazılarımızın ellerini çözün, çalışma alanımızı genişletin, üzerimizdeki egemenliğinizi kaldırın... İnanın, tekrar tekrar egemenliğiniz altına girmeyi önce bizler isteyeceğiz. Sanırım, böyle dediğim için kızıyorsunuzdur bana, bağırıp çağırmaya, tepinmeye başlıyorsunuz. ''Lütfen yalnızca kendi hesabınıza konuşun!'' diyorsunuz. ''Yeraltındaki kendi zavallı yaşamınızdan söz edin! 'Bizler' demeyin!'' İzin verin baylar evet, ''bizler'' dediğim için kendimi savunacak değilim. Bana gelince, ben hayatımda bu olayı öylesine uç noktaya götürdüm ki, siz onu bunun yarısına kadar götürmeye cesaret edemediniz. Öte yandan, korkaklığınıza da sağduyu dediniz, yalanlarınızla kendinizi avuttunuz. Anlayacağınız belki ben sizlerden daha ''canlı''yım bile. Evet, daha bir dikkatli bakın! Doğrusu, bizler bugün canlılığın nerede bulunduğunu, ne olduğunu nasıl adlandırıldığını bile bilmiyoruz. Elimizden kitaplarımızı alsanız bir anda ne yapacağımızı şaşırır kalırız; ne yapacağımızı, kime sığınacağımızı, neye tutunacağımızı, neyi seveceğimizi, neden nefret edeceğimizi, neye saygı duyacağımızı, neyi aşağılayacağımızı bilemeyiz. İnsan olmak, gerçek insan, etiyle kemiğiyle insan olmak bile ağır gelir bize. Utanırız bundan, insan olmayı yüz karası sayarız, benzeri olmayan toplumsal birtakım insanlar olmak için çabalarız. Ölü doğmuş insanlarız biz ve uzun zamandır canlı babaların çocukları değiliz, giderek daha çok hoşlanıyoruz böyle doğmuş olmaktan. Zevk duyuyoruz bundan. Çok yakın bir gelecekte bir şekilde düşüncelerden doğmanın yolunu bulacağız. Ama yeter artık; ''yeraltından'' daha fazla yazmak istemiyorum.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder